Sercan Meriç – BirGün – 18 Yıl susan Gomidas sahnede konuşuyor

Yolcu Tiyatro, bugüne kadar savaşa, cinsiyetçiliğe, gelir adaletsizliğine, anlamsız hiyerarşilere dikkat çeken birçok oyun sahneledi. Son olarak ise Osmanlı döneminde yaşamış ve sayısız eser vermiş sanatçı Gomidas’ı izleyicilerle buluşturdu.

Tiyatronun Yönetmeni Ersin Umut Güler, Anadolu’daki binlerce müziği ortaya çıkaran Gomidas’ı “Hiçbir zaman unutturulmaması ve hep hatırlatılması gereken çok büyük insan” olarak tanımlıyor. Oyun 16-17 Nisan’da 20.30’da, 18 Nisan’da ise 19.00’da İstanbul’daki Surp Vortvots Vorodman Kilisesi’nde sahnelenecek. Güler ile hem son oyunlarını hem de tiyatronun durumunu konuştuk.

Yolcu Tiyatro yapımı Gomidas’ı sahneye nasıl hazırladınız? Nasıl bir ekiple oynuyorsunuz?

Bizim epey zamandır gündemimizde olan bir oyundu Gomidas. Bu toprakların yetiştirdiği büyük müzisyenlerden biri. Osmanlı döneminde yaşamış bir Ermeni müzisyen. Besteci, icracı, koro şefi… Oyunun metni geçtiğimiz yılın Ocak-Şubat aylarında Ahmet Sami Özbudak tarafından yazıldı. Oyunu da Özbudak yönetiyor. Gomidas’ı Fehmi Karaaslan oynuyor. Mart ayında provalara başladık. Pandemiyle beraber online olarak provalara devam ettik. Oyunu, 24. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında iki kez oynadık. Ardından saat kısıtlamaları geldi. Şimdilik durmuş vaziyetteyiz.


Gomidas’ın hikâyesi nedir? Neler yaşamış?

Gomidas’ın Kütahya’da başlayan Paris’te akıl hastanesinde son bulan yaşamını oyun boyunca görüyoruz. Ve oyunda Lusavoriç Korosu yer alıyor. Hagop Mamigonyan şefi. 40 kişi Gomidas eserlerini seslendiriyor. Destek kampanyası başlattık. Yolcu Tiyatro bugüne kadar hiçbir şahıstan ve kuruluştan tek kuruş maddi destek almadı. Biz de bir seyirci dayanışma kampanyası başlattık. Mobilet.com’dan seyirciler oyuna bilet alabilecekler. Seyircilerimiz hatıra bileti alınca onlara Gomidas hatıra setleri göndereceğiz. Oyun hem Türkçe hem Fransızca oynanıyor.

ZORUNLU VE GÖNÜLLÜ SÜRGÜNLERİ VAR

Gomidas’ı nasıl tarif edersiniz? Bu topraklar için ne ifade ediyor?

Kişisel olarak zorunlu ve gönüllü sürgünleri var. Kütahya’da doğmuş, Bursa’da okula gidiyor, Berlin’de müzik okumaya gidiyor, Paris’e gidiyor. Yaklaşık dört bin eseri olduğu söyleniyor. Türkçe, Kürtçe, Ermenice, pek çok eseri kayda alıyor. O eserlerin ölümsüz olmasını sağlıyor. Bu topraklar için çok kıymetli. 1915’te sürgüne gönderiliyor Çankırı’ya. Sürgünden birkaç gün önce Saray’da konser veriyor. Muhtemelen kendisi de sürgüne gideceğini tahmin etmiyordu. Sürgünden dönen 8 Ermeni aydın var. Onlardan birisi. Araya Halide Edip gibi nüfuzlu insanlar giriyor. Zaten küçük yaşta yetim ve öksüz kalıyor. 1915’ten sonra asıl yıkım başlıyor. Döndüğünde eserlerini bulamıyor. Birkaç yıl sonra Paris’e gidiyor. Orada başka akıl hastanesinde kalıyor. Yaklaşık 18 yılı suskunlukla geçiyor. Çok yönlü bir müzisyenin müziği bırakmış olması bile büyük travma. Maalesef Paris’teki akıl hastanesinde hayatını kaybediyor.

Son yıllarda Gomidas’a yönelik ilgiyi nasıl değerlendiriyorsun?

Geçen sene Kalan Müzik bir albüm yaptı. Bir de geçen sene 150’nci doğum yılıydı. Cemal Reşit Rey’de büyük bir konser yapıldı. Hiçbir zaman unutturulmaması ve hep hatırlatılması gereken çok büyük insanlar var bu topraklarda yaşamış. O çok kültürlülüğün hatırlatılması gerekiyor. Tekçi yapının kafa yapısına çok hâkim olduğu bir dönemdeyiz.

TİYATROCULAR İÇİN TARİHİN EN KÖTÜ ZAMANLARI

Yolcu Tiyatro da oyunları ile çok kültürlülüğe, faşizme, savaşa yönelik birçok şey anlatıyor. Tiyatro topluluğu olarak nasıl ilerliyorsunuz?

Yolcu Tiyatro olarak bugüne kadar hep derdi olan oyunlar yaptık. Toplumsal cinsiyet meselesi vardı, ezen ezilene dair mesele vardı, savaş karşıtı bir oyun oynadık. Gomidas da yine bizim hikâyemiz. Estetik olarak da biçimsel olarak da yeniliği arayan bir ekibiz. Mart ayından beri neredeyse faaliyet yürütemedik. Haziran ayında planladığımız bir sürü oyun iptal oldu. Maalesef özel tiyatrolar tarihinin en kötü zamanlarından birini yaşıyor diyebilirim. Çünkü ortada elle tutulur ciddi bir destek de yok. Bu desteği sağlayabilecek devlet kurumları ve belediyeler. Kültür Bakanlığı’nın maalesef ciddi bir desteği olmadı. Bu sene hiç ödenek almadık. Yeni oyunumuz için başvurmak istedik Kültür formuna ama vergi borcumuz var diye başvuramadık. Bakanlığı ikna edemedik. Şu anda tiyatrolar ve sahne emekçileri yalnız bırakıldı. Durduk yerde borçlanıyoruz. Çünkü masraflarımız devam ediyor. Bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyoruz.

Yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir